Histriyonik Kişilik Bozukluğu
Olgu Sunumu: "Kral" Arı
Bay C., 45 yaşında bir televizyon oyuncusu. Konsültasyona kız arkadaşının kendisini aniden terk etmesinin ardından geliyor. Bay C. son derece çekici olduğu halde, kendisinden daha genç birisinin giyinebileceği bir tarzda giyiniyor. Üzerinde bir süveter, dar kot pantolon, kocaman bir madalyon var. Saçlar uzun, Görüşmenin başlarında, sevgilisini kaybettiği için yıkılmış bir adam görüntüsünde. Saçlannı yolarak, artık kendisi için yaşamanın bir anlamı kalmadığını söylüyor. Fakat bayan terapiste olan ilgisi arttıkça teatral bir biçimde ifade ettiği umutsuzluğu kayboluyor ve terapiste baştan çıkarıcı sözler söylemeye baş- lıyor.
Görünüşe göre, son romantik "trajedisi", Bay C.'nin hayatında sıklıkla meydana gelen bir hikayenin tekrarı. Aniden ve sırılsıklam aşık oluyor, hemen ardından sevgilisinin kendisinden bir anını ayrı geçirmesine tahammül edemeyen bir "aşk müptelası" haline geliyor, ve sonra bu denli yoğun ve kavurucu ilişkilerin ardından aşkın kaçınılmaz olarak tükenmesine katlanamıyor. Bununla birlikte, ne zaman bir ilişkisi evliliğe doğru seyretse, Bay C. ilgisini kaybediyor, kadında daha önce fark etmediği kusurlar keşfediyor, ve ilişkiyi kendisi bitiriyor. Bay C. evlilik aşamasına gelen en az altı ciddi İlişki yaşamış, fakat bu kadınlardan hiçbirisi "doğru kişi" değilmiş.
Bay C.'nin lokantada yemek gibi bir "tutkusu" varmış, ancak kendisine eşlik edecek bililerini bulamamaktan şikayet ediyor, çünkü çok az insan onun "ince zevklerini" paylaşıyormuş. Bay C.'nin lokantaya gittiğinde nasıl davrandığım dinledikten sonra, onunla birlikte yemek yemenin bir işkence olduğu açığa çıkıyor. Sipariş vermeden evvel, Bay C. aşçıbaşıyla, tatlı aşçısıyla, şarap servisi yapan garsonla konuşmak, her bir yemeğin nasıl hazırlandığıyla İlgili tarifler almak ve genellikle mutfağı veya şarap mahzenini denetlemek istiyor. Fazla geçmeden lokantadaki herkes onun lezzet seçimine dahil edilmiş oluyor. Bütün bunlara karşın, Bay C.'nin beklentilerine hitap eden çok az yemek çıkıyor ve en az bir tabağı geri göndermeden yemeğini bitirmesi neredeyse olağandışı sayılıyor. Bay C. kadınlar konusunda da aynı derecede müşkülpesent -biri fazla uzun, öteki fazla kısa, biri çok konuşkan, öteki aşın sessiz, biri çok havalı, diğeri fazla sönük; hiçbirisi "tam olması gerektiği gibi" değilmiş.
Bay C. hayatı boyunca pek çok kez psikoterapiye katılmış ve aşk ilişkilerinin kendisi için birer yenilgi ve yıkım yaratan yapıda olduklarının farkında. Gayet zeki, okumuş, psikolojik bakımdan gelişmiş bir adam. Davranışları hakkında ayrıntılı ve ikna edici psikodinamik formülasyonlar verebiliyor. Fakat terapistin yanından ayrıldıktan sonra, görünüşte varolan içgörülerinden hiçbirisi davranışlarında fark edilir bir etki yaratmıyor. Bu gerçeğin de derinden, üzüntü ve kendi kendine yetmenin rahatlığı içinde farkında.
Bay C. mesleğinde başarılı bir insan, fakat başlangıçta yarattığı beklentiyi hiçbir zaman karşılayamamış. 20'li yaşlarındayken ciddi tiyatro oyunlarında bir çok önemli rol almış. Fakat görevlerini ve büyük yükümlülüklerini yerine getirmek için gerekli zamanı ve enerjiyi vermekte hep zorlanmış. Yıllar içinde, giderek daha fazla televizyon işlerine yönelmiş ve bir kaç melodramda rol almış. Bay C. aşkta olduğu gibi işte de vefasız. Her yeni işe büyük bir bağlılıkla başlıyor ve başlangıçta her şey çok iyi gidiyor fakat birkaç ay geçince başka bir şey yapmak için işi sektirmeye başlıyor. Onun ilgisini çeken şey, rol arkadaşları ve prodüksiyon ekibi tarafından beğenilmek ve hayranlık duyulmak, özellikle de kadınlar tarafından. İşini yapmak bunlardan sonra geliyor. Kendisinin de yakın ilişkide olduğunu söylediği önemli ve nüfuzlu kimselerden, aktörlerden, yapımcılardan, yönetmenlerden ilk isimlerini kullanarak bahsetmekten ayrıca zevk alıyor. Kendisi kıskandıkları ve rekabetçi oldukları için başka erkeklerle bir arada çalışmakta büyük zorluk yaşıyormuş. Pek çok kadın arkadaşı olmasına rağmen hiçbir zaman yakın bir erkek arkadaşı olmamış.
Üç erkek kardeşin en küçüğü, en yakışıklısı ve en yeteneklisi olarak hastamız, anababası tarafından sürekli ödüllendirilmiş ve şımartılmış. Her zaman için oğullarının çok iyi bir geleceği olacağına inanmışlar ve iyi görünüşünü ve oyunculuk yeteneğini geliştirmesi için onu yüreklendirmişler, pahalı giysilere oyunculuk kurslarına severek para ödemişler. Bay C. erken olgunlaşmış ve 14 yaşında erotik maceralar yaşamaya başlamış, O günden beri de hayatını mutsuz fakat heyecanlı bir melodram olarak yaşıyor.
Aşk ilişkilerinde görülen aynı örüntü içinde, Bay C. her yeni psikoterapi seansına hevesle başlıyor ve hayal kırıklığı ya da reddedilme duygularıyla bitiriyor. Tipik olarak kadın terapistlerine aşık oluyor ve onlan bir türlü aklından çıkaramıyor. Böyle bir ilişkinin uygunsuz ve profesyonellik dışı olacağını bilecek kadar uzun bir süredir terapiye katılıyor olmasına rağmen, sevgisine karşılık verilmediğinde hüsrana uğruyor. Bay C. hiç ilaç kullanmamış.
Histriyonik Kişilik Bozukluğuna tanı konulmasında temel sorunlardan birisi erkeklerde sıklıkla gözden kaçırılmasıdır. Örneğin, Tennessee William'ın "A Streetcar Named Desire" adlı oyununda, sürekli ilgi odağı olmaya ihtiyaç duyuşu, son derece dramatik ifadeler kullanması, fam fatal duruşu ve kırılgan güneyli dilber imajını sürdürmekteki ısrarcılığından ötürü, hemen herkes Blanche Dubois'nun Histriyonik Kişilik Bozukluğu için iyi bir aday olacağını doğrudan görebilir. Fakat çoğu kimse, cinsel yönden kışkırtıcılığını ve fiziksel görünüşünü aynı biçimde kullanan, kendi kendisini dramatize eden ve ilgi odağı olmadığında, özellikle de etrafındaki kadınlar tarafından dikkate alınmadığında rahatsız olan Stanley Kowalski'ye de aynı tanının uyduğunu göremeyecektir. Aslında, oyunun dramatik gerilimini veren, her ikisi de kendi evrenlerinin merkezi olmaya gereksinim duyan bu iki insanın arasındaki çatışmadır.
Histriyonik Kişilik Bozukluğu Sınırda, Narsistik, Antisosyal ya da Bağımlı Kişilik Bozukluklarıyla birlikte sıkça görülür. Histriyonik Kişilik Bozukluğu bulunan kişileri diğer Kişilik Bozukluğu olan kişilerden ayırmakta yardımcı olan en temel özellik, bu kimselerin gösterişli, aşın dramatik nitelikleri; cinsel yönden kışkırtıcı olmak ve fiziksel görünüş üzerine harcadıkları düşünceleri; ve gözü dönmüşçesine arzuladıkları ilgi uğruna, gereken her rolü (örn. çaresizlik, kırılganlık, bağımlılık) üstlenmeye hazır olmalarıdır. Duygudurum Bozuklukları, Somatoform Bozuklukları ve Anksiyete Bozuklukları Histriyonik Kişilik Bozukluğu ile birlikte en sık görülen Eksen I bozukluklardır ve özellikle kişi ilgiyi kaybettiğini hissettiği ya da bundan korktuğu zaman ortaya çıkmaktadırlar.
Histriyonik Kişilik Bozukluğunda Tedavinin Düzenlenmesi
Deneyimlerimize göre, Histriyonik Kişilik Bozukluğu olan bir erkeğin kadın bir terapist tarafından tedavi edilmesi doğru değildir. Bunun tersi de geçer- lidir. Kadın terapist tarafından tedavi edildiğinde, bu bozukluğa sahip olan bir erkeğin temel uğraşı kadının ilgisini çekmek olacaktır, (tıpkı kadın hastanın erkek terapistin ilgisini çekmeye çalışacağı gibi). Fakat bu sonucun bu hastalara bir yaran yoktur ve hasta yüzeyde ne kadar içgörülü görünse de, analiz mümkün değildir. Hasta tolere edebilecekse, aynı cinsiyetten bir terapistin tercih edilmesi daha doğrudur; hastanın ilgiyi paylaşmayı - öğrenmesini sağlayacağından grup terapisi de kullanılabilir. Klinisyen, Histriyonik Kişilik Bozukluğu olan kişinin nasıl tedavi edileceğine karar verirken, destek terapisi ile hastanın yıkıcı ve işlev bozukluğuna yol açan kişilik özelliklerinin daha fazla farkında olmasını ve bunlan değiştirmesini hedefleyen terapi arasında seçim yapmalıdır.