Özgül Fobi
Fobik korkuların başlangıcı çoğunlukla erken çocukluk dönemine dayanır. Çoğu Özgül Fobide, korku duyulan durumu anlamanın bir yolu, bunları, kişiliğin yapısında bulunan ancak düzenleri bozulmuş olan evrimsel uyum mekanizmaları olarak görmektir. Bu gibi korkular (örn. yükseklik; hayvanlar; karanlık; kapalı mekanlar; ışık) çok yaygındır ve aslında çoğu olguda adaptasyon amaçlıdırlar. Ancak rahatsızlığa ya da sıkıntıya yol açtıklarında Özgül Fobi olarak kabul edilmeleri mümkündür.
Olgu Sunumu: Fobik Bir Doktor
Dr. B,, 32 yaşında. Büyük bir üniversite hastanesinde uzmanlık eğitimine devam ediyor. El ya da ayak tırnağını çekmek zorunda kalacağı hastalarla karşılaşmaktan uzun yıllardır korkuyor. Bu işlemin nasıl yapıldığını ilk olarak tıp fakültesine girmeye hazırlanırken duymuş. Bunu yapma düşüncesi midesini bulandırıyor, içine baygınlık ve tiksinti hissi geliyor. Fakat başka işlemler böyle bir tiksinme duygusu vermiyor. Tırnak çekmektense "bir çocuğun kulağından hamamböceği çıkarırım daha iyi diyor.
Dr. B., sık sık aile doktorunu ziyaret etmesini gerektirecek küçük kazalar geçiren hareketli bir çocukmuş. Hiç durmadan bir yerleri burkulur kemikleri kırılırmış. Altı yaşındayken parmağını kapıya sıkıştırmış. Parmağın şiştiğini, morardığım ve en sonunda parmak iyileşirken tırnağının düştüğünü anımsıyor. Doktora gittiği zamanlarda camnın çok yandığını hatırlamamasına karşın, aşı olacağı ya da bir yerlerine dikiş atılacağı zamanlarda annesinin renginin attığını ve hasta gibi göründüğü gözünde canlanıyor. Yaşıtlarıyla birlikte hep yeni bir şeyler denemek istermiş. 13 yaşındayken bayılmasına neden olan bir kriz hatırlıyor. Oturduğu yerde derin derin soluk alıp verdikten sonra bilerek aniden ayağa kalmış ve kendi etrafında dönmüş. Yaklaşık 10 saniye kendinden geçmiş ve bilinci geri geldiğinde çok korkmuş olduğunu hatırlıyor. Arkadaşlarının seslerinin kendisine anormal geldiğinin, yüzlerinin çarpılıp bulanıklaştığımn farkındaymış ve gerçekdışılık hissi ile birlikte kısa bir dehşet anı yaşamış.
Tıp fakültesine devam ederken Dr. B., tırnak çekme işleminden kaçmayı başarmış, fakat bir dördüncü-sınıf öğrencisi olarak işlemi izlemek zorunda kalmış. Muayene odasında olabildiğince uzakta durmuş ve doktorun ayak tırnağım çekişini seyretmiş. Fenalaşmış, ter basmış, kalp atışları hızlanmış ardından baygınlık hissi gelmiş. Düşmemek için oturmak zorunda kalmış. "Tırnakların yerinde kalması gerekiyor" diye açıklıyor. Hasta tamamen uyuşmamış olsa hissedeceği "şiddetli acıyı" düşünmekten kendini alıkoyamadığını söylüyor.
Aile hekimliği ihtisası yaptığı iki yıl boyunca Dr. B. cerrahi müdahalelerde gönüllü olmasıyla tanınır olmuş. Doktor arkadaşlarına gönüllü olarak yardım etmiş ve kırıklan alçıya almak, eklemleri yerlerine oturtmak ve hatta kist ve çıbanları eksize ve drene etmek, akut laserasyonlan dikmek gibi işlerden hoşlandığı bile söylenebilir. Meslektaşlarından hiçbiri şimdiye kadar hiç tırnak çekme müdahalesinde - genel pratikte sıklıkla yapılan bir müdahale- bulunmadığım fark etmemiş. Bir akşam klinikte tek doktor olarak görev yaparken, genç bir kız getirilmiş ve kızın tırnağının çekilmesi gerekiyormuş. Müdahaleyi kendisi yapamadığı için, evinden bir doktor arkadaşını çağırarak gelip kendisine yardım etmesini istemiş. Doktor arkadaşı, sorununu çözmek üzere bir terapiste görünmesi koşuluyla yardım isteğini kabul etmiş.
Özgül Fobi İçin Ayırıcı Tanı Kılavuzu
Özgül Fobi, tehlikeli durumların yarattığı, "aşırı" ya da "mantıksız" kabul edilemeyecek nitelikteki normal ve gerçekçi korkulardan ayırt edilmelidir. Günlük korkular ile Özgül Fobi arasındaki en önemli fark İkincisinin ciddi düzeyde bozukluğa ve sıkıntıya yol açmasıdır. Bu ayrımı yapabilmek için hekim, hastanın durumunu göz önünde bulundurmalıdır. Örneğin, köprüden geçme fobisi olan, fakat üzerinden geçeceği köprülerin bulunmadığı bir yerde yaşayan kişinin fobiden kaynaklanan bir rahatsızlığı ya da sıkıntısı olduğu düşünülmeyecek ve Özgül Fobi tanısı konulamayacaktır. Aynı kişi işe gitmek için her gün üzerinden geçmesi gereken uzun bir köprünün olduğu bir yere taşınmak zorunda kalır ve köprüden geçmeye korktuğu için normal bir işlevsellik gösteremezse (örn. köprüden geçmekten kaçınmak için fazladan 25 km. yol kat ederse) tanı uygun olacaktır. Dr. B.'nin tırnak çekme fobisi sıradan bir kimsede herhangi bir bozukluğa yol açmaz, fakat meslek gereği cerrahi müdahaleler yapması gereken bir doktor için belirgin bir profesyonel soruna neden olmaktadır.
Panik Bozukluğunun özelliği beklenmedik panik nöbetleridir; buna karşın, Özgül Fobi hastalarında fobik uyarana maruz kalmak hemen her zaman ani bir anksiyete başlatır. Tırnak çekme düşüncesi bile Dr. B.'nin midesini bulandırmakta, onda baygınlık hissine neden olmaktadır. Tıp fakül- tesindeyken müdahaleyi izlemek zorunda kaldığında da bayılmanın eşiğinden dönmüştür. Özgül Fobinin Kan-Enjeksiyon-Yara tipi, diğer tiplerden, nabzı yükseltmek yerine düşürmesi özelliğiyle ayrılır ve bu nedenle bu özgül fobi tipinde bayılma sık görülür. Nabzın yavaşlaması, bu kişilerde fazlasıyla gelişmiş olan vazovagal refleksten kaynaklanır.