Yeme Bozuklukları
Yeme bozuklukları anoreksia nervosa ( zayıflama hastalığı), daha çok kadınlarda görülür. Yeme bozuklukları tipik olarak kendini genellikle ergenlik çağında gösterir. Ergenlik döneminde yeme bozukluğu görülmesi oranı% 1-3 oranındadır.
Anorexia nervosa ( zayıflama hastalığı) de abartılı bir şişmanlık korkusu, beden algısında önemli bozukluklar, bitip tükenmeyen bir zayıflama isteği ile kendini gösterir. Tipik olarak 10-30 yaş arasında başlar. Bu bozukluk zayıf olmak ya da genç görünmeyi vurgulayan değerlerle ilgilidir. Beden algıları ile ilgili bilişsel bozukluklar, algısal çarpıtmalar sıktır. Yemenin kontrol edilmesi benlik saygısını sağlayan bir etkendir, yetersizlik ve reddedilme karşısında çok çabuk incinirler. Kendilerini ileri derecede güçsüz hissederler. Daha çok kadınlarda görülmesi kültürel nedenlerle ilişkilendirilir. Kadınlar başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğüne daha çok önem verirler. Bu da kadınların yeme bozukluklarına karşı daha duyarlı yapar.
Bu hastalar kilo vermek için her yolu denerler. Kilo almak konusunda aşırı korku gösterirler. Bu korku beden imgesi değişiklikleri ile birliktedir. Benden biçimleri ve kiloları ile aşırı uğraşırlar. Kendilerini fazla kilolu bulabilirler. Ağır diet programları uygularlar. Yağ ve karbonhidrat içeren gıdalardan kaçınırlar. Aşırı egzersiz ve spor yaparlar. Aşırı hareketlilik gösterirler. Bazı hastalarda yoğun diet dönmelerini takip eden tıkınırcasına yeme ve ardından kusma dönemleri gözlenir. Basit bir yemeği saatlerce yeme, ilişkisiz yemekleri karıştırma, dönemsel olarak tıkınma, hep aynı şeyi yeme, yiyecek biriktirme gibi belirtiler izlenebilir. Uyku bozuklukları ve depresif belirtiler tabloya eşlik edebilir. Bir deri bir kemik görünümleri vardır, bunu giyim ve makyajları ile gizlemeye çalışırlar. Saçlar incelir, tüy görünümü olabilir, saç dökülmesi olasıdır. Kusma belirtileri gösterenlerde diş sağlığıda kusmalara bağlı olarak bozulur. Anorexia nervosa ya (zayıflama hastalığı) sıklıkla adet bozuklukları eklenir, ilk adetten önce başlarsa sıklıkla kısa boyluluk ve meme gelişiminde gecikmelere de neden olur, uzun sürmesi kemiklerde erimeye neden olur.
Kişinin kilosu ya da vücut şeklini algılayışında bozukluk vardır. Kişinin kendini değerlendirişinde kilo ya da vücut şeklinin olağandan çok daha fazla ve anlamsız ölçüde bir yer kaplaması veya o anki kilosunun düşük olmasının öneminin farkına varmama sözkonusudur.
Hastaların çoğunun düşünce içeriği yemek ile ilişkilidir. Kimileri arta kalan yiyemedikleri yiyecekleri bırakamayıp, biriktirir, topluluk içinde yemek yeme konusunda isteksiz davranabilirler. Başlangıçta çevrelerinden ilgi ve beğeni görmek için, kendileri üzerinde kontrol sağladıklarını görmek için, alınan besinleri kısıtlamaya başlarlar. Eski kilolarına ya da çevrelerinde görünüm olarak beğeni kazanan kişilerin kilosuna inmek için hedef belirlerler.
Kişiler kilo kayıplarını artırmak için fizikksel egzersizler yapar ya da yorucu fiziksel uğraşlar içine girerler. Kişinin toplumsal ilişkileri azalabilir. Sadece iş, fiziksel egzersiz ve kilo düşünceleri ile ilgilidir. Bir deri bir kemik kalsa bile kilolu olduğu düşüncesindedir.
Uzun süre bir konuya dikkatlerini veremezler, kendilerine güvensizlik yoğun bir şekilde kendini hissettirmektedir. Gitgide sosyal çevrelerini kısıtlarlar.
Hastalığın başlangıcında temizlik saplantıları, ders çalışma ile ilgili saplantılara rastlanabilir. Cinsel gelişimlerinde sorun olduğu gibi cinsel isteksizlik ve diğer sorunlarda beraberindedir.
Bu rahatsızlık hoş görünmenin zayıf bir vücut yapısı ile paralel düşünüldüğü batı toplumlarında, kentsel alanlarda daha çok gözlenmektedir.
Uzm. Dr. Ava Şirin Tav - Psikiyatrist - Antalya